Anne ve Baba Hakkı

0

Toplum yapısının temeli olan ailenin kurucuları ve en önemli iki unsuru: ANNE ve BABA.

Allahın insanlardan korunmasını istediği beş kutsal şeyden biri de, neslin devamıdır. Neslin devamını Allah c.c., canlıların kabiliyet ve yapılarına göre belli kanunlara bağlamıştır. Neslini devam ettirebilmek için en büyük zorluklarla karşılaşan canlı da insanoğludur. İnsan, canlıların en güçlüsü olmasına rağmen, doğduğu anda en zayıf olanların başında gelir. Bazı hayvan yavruları doğumdan hemen sonra, bir kısmı da kısa bir zaman sonra ayağa kalkabildiği, ihtiyaçlarını gidermeye başlayabildiği hlde insanoğlu ancak, doğumundan yıllar sonra bu seviyeye gelebilir. Neslin devam edebilmesi için bütün bu zorlukları çeken ana babalardır. Anne, yavrusunu dokuz ay karnında taşır, hamilelik süresince pek çok güçlükle karşılaşır, hayat tehlikeleri de göze alarak çocuğunu doğurur. Hiç bir şeye gücü yetmeyen bebeğini büyütmek için, uykusundan, istirahatinden, sıhhatinden feragat eder. Nitekim Cenb-ı Allah şöyle buyurur:

Biz, insana, ana-babasına iyilikte bulunmayı tavsiye ettik. Özellikle de anasını tasviye ederiz ki, o, kat kat zaafa düşerek ona hamile kalmış, emzirmesi de tam iki sene sürmüştür. Binaenaleyh bana ve ana-babana şükret. Lokman, 31/14.

Aile ve çocuğun ihtiyaçlarını temin etmek için baba yılmadan, usanmadan çalışır, yemez yedirir, giymez giydirir. Çocuğun bir yeri ağrısa, onlar daha fazla rahatsız olurlar. Çocuklarının rahatını kendi rahatlarına tercih ederler. Bu zahmetli meşgale, değişik safha ve şekillerde olmak üzere yirmi otuz yıl devam eder. Hatta, ana-babanın çocuğuna gösterdikleri ilgi hayat boyu sürer gider.

Allahın, ana-baba ve çocuklar arasında yarattığı sevgi ve saygıdan kaynaklanan işte bu hak-görev ilişkisi, insan neslinin yozlaşmadan, sıhhatli ve sağlam bir şekilde devam edebilmesinin ve vazgeçilmez bir şartıdır.

Ana-babanın çocuklar üzerindeki haklarını şöyle sıralayabiliriz:

1. İtaat saygı: Çocukların ana-babalarına karşı en önemli görevleri onlara itaat etmek, yapılması haram olmayan isteklerini yerine getirmektir. Cenb-ı Allah şöyle buyurur:

Biz insana, ana-babasına iyilik yapmasını tavsiye ettik. Bununla beraber, hakkında bilgi sahibi olmadığın ilah tanımadığın bir şeyi bana ortak koşman için sana emrederlerse, artık onlara bu hususta itaat etme. Ankebt, 29/8

Bu ayet ashabtan Sad b. Ebi Vakks hakkında nazil olmuştur. Hz. Sad olayı şöyle anlatmaktadır:

Ben anneme hürmet ve itaat eden bir çocuktum, müslüman olunca annem bana:

- Sad Bu yaptığın nedir? Ya sen bu yeni dinini bırakırsın, yahut da ben yemem içmem ve sonunda ölürüm. Sen de benim yüzümden Anasının katili diye ayıplanırsın, dedi. Ben Anneciğim böyle yapma. İyi bil ki, ben bu dini bırakmam dedim. Ve iki gün iki gece bekledim. Kadın ne yedi, ne içti. Bunun üzerine:

Vallahi anne, iyi bil ki, senin yüz canın olsa da bunlar birer birer çıksa, ben bu dinimi yine bırakmam. Artık ister ye, ister yeme. dedim. Bu azmimi görünce annem bu direnmesinden vazgeçti. Bunun üzerine yukarıdaki ayet-i kerme nazil oldu. Tecrd-i Sarh Tercümesi, XII, 121 .

Peygamber Efendimiz de bir hadislerinde: Allah size, annelerinize itaatsizliği... Haram kıldı. Buhr, Edeb, 4.

Yukarıda zikredilen ayet ve hadislerden de anlaşılacağı gibi ana-babaların istek ve arzularını yerine getirmek, onlara karşı çıkmamak Allahın emridir. Ancak, ana-baba çocuğundan Allaha karşı gelmesini, Onu inkr etmesini, farz kıldığı bir şeyi yapmamasını, haram kıldığı şeyleri yapmasını emrederse onların bu istekleri yerine getirilmez. Çünkü Allaha isyan olan hususta, ana-baba da olsa, insanlara itaat edilmez.

2. Ana-babaya iyi davranmak. Allah Tel Kuran-ı Kermde, insanın kimlere karşı görevleri olduğunu sıralarken şöyle buyurur:

Yüce Rabbın şöyle emretti Yalnız Allaha ibadet edeceksiniz, ana-babalarınıza iyilik yapacaksınız. Şayet bunlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlarsa sakın onlara öf dahi deme, yüzlerine bağırma, onlara tatlı söz söyle. Onlara, merhamet belirtisi olarak tevazu kanadını aç da, Ya Rab, küçüklüğümde bana şefkat gösterdikleri gibi, sen de onlara merhamet et. de. İsr, 17/23-24

Peygamber Efendimiz de Kime iyilik yapayım? diye üç defa soran bir sahabiye, üç defasında da Annene.. cevabını verdikten sonra dördüncü soruda, babasına iyilik yapması gerektiğini söylemiştir. Buhr, Edeb, 2 Müslim, Birr, 1.

Ana-baba, çocuklarına yeteri kadar iyilik yapmamış olsalar, hatta bazı zararları dokunmuş olsa da, çocuklar, onlara yine de iyi davranmak mecburiyetindedir. Çünkü insanlar yaşlandıkça çocuklaşır. Çocukluğumuzdaki yanlış ve zararlı davranışlarımızı güler yüzle karşılayanlar bize muhtaç duruma gelince onlara, bize yaptıkları gibi iyi davranmamız aynı zamanda bir şükran borcudur.

3. Madd ihtiyaçlarını gidermek. Yaşlanıp kendi ihtiyaçlarını temin edemez hle gelince ana-babaların bütün ihtiyaçlarını temin etmek çocukların görevidir. Bu görev sadece ahlkı olmayıp, hukuken de vardır. Bu görevini yerine getirmeyen kimse İslm yönetim tarafından buna zorlanır. Allah bu görevi evltlara yüklemektedir:

Ey Peygamber Sana ne sarfedeceklerini soruyorlar. De ki, sarfedeceğiniz mal ana-baba, akrabalar, yetimler, düşkünler ve yolcular içindir. Yaptığınız her iyiliği Allah bilir. Bakara, 2/215.

Ashab-ı Kirmdan Ebud-Derd Hz. Peygamberin s.a.s. kendisine dokuz önemli şey tavsiye ettiğini, bunlardan birinin de ana-baba da dahil olmak üzere aile fertlerinin ihtiyaçlarını karşılamak olduğunu belirtir. Buhr, el-Edebül-Müfred, 9 Yine Peygamberimiz, cihada katılmak isteyen bir sahabiyi, ihtiyaçlarından dolayı, ana-babasının yanına göndermiştir. Buhr, el-Edebul-Müfred, 9.

4. Saygısızlık etmemek. İslm ümmetinin prensibi büyüklere saygı, küçüklere sevgidir. Saygıya en lyık olanlar, saygıda kusur etmeyi dahi aklımızdan geçirmememiz gerekenler de ana-babalarımızdır. Bir gün Peygamberimiz s.a.s. ashabına

Size, büyük günahların en büyüğünü bildireyim mi? diye üç defa sordu. Üç defasında da

Evet bildir, Ey Allahın Resulü. diyen-ashab-ı kirma bunların sırasıyla

Allaha ortak koşmak, ana-babaya karşı gelmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan söylemek. olduğunu belirtir. Buhr, Edeb, 6.

Ana-babamı ağlar hlde terkederek, hicret etmek üzere senin emrini almaya geldim. diyen bir sahabiye Peygamberimiz s.a.s.:

Onlara dön, nasıl ağlattınsa onları öylece güldür, sevindir. der ve henüz Müslüman dah olmayan ana-babasının yanına gönderir.

5. Rızalarını almak. İnsanın dünyadaki en büyük görevi şüphesiz ki, Allahın rızasını kazanmaktır. Bundan hemen sonra rızasını almamız gerekenler ise, ana-babalarımızdır. Çünkü, yukarıda geçen ayetlerde de görüldüğü gibi Allahu Tel, kendisine ibadetten hemen sonra ebeveyne iyiliği emretmiş, Peygamberimiz de s.a.s.: Allahın rızası, babanın rızasında, gazabı da gazabındadır. Buhr, el-Edebül-Müfred, 1 Tirmiz, Birr, 3 buyurmuştur. İyilik yapmada babadan önce gelen annenin durumu da, tabii ki böyledir.

Peygamberimiz s.a.s. çok öfkeli bir şekilde üç defa, Yazıklar olsun o kimseye dediğinde Ashab-ı Kiram Kimdir o? Ey Allahın Resulü diye sorunca

Ana-babası veya bunlardan birisi yanında ihtiyarladığı hlde, cennete giremeyip cehennemi boylayan kimse der. Müslim, Birr, 9.

Abdullah b. Amr b. el-sın anlattığına göre, bir adam peygamberimiz s.a.s.e gelerek cihada gitmek için izin istedi. Peygamberimiz de ona Annen baban sağ mıdır? diye sordu. Adam: Evet, deyince Resulullah s.a.s.: O hlde sen önce onların rızasını almaya çalış. buyurarak ona bu görevini hatırlattı. Tecrid-i Sarih Tercümesi, VIII, 377.

6. Kötü söz söylememek. Onları incitecek her tür kötü söz ve davranıştan kaçınmak gerekir. Bu kötü davranışların ebeveyne doğrudan yapılması haram olduğu gibi, onlara kötü söz söylenmesine sebep olmak da haramdır. Cenb-ı Allahın, Onlara öf dah demeyin. yasağı yanında Peygamberimizin şu hadis-i şerfi de çok dikkat çekicidir:

Bir kimsenin ana-babasına sövmesi büyük günahlardandır.

- Ashab-ı Kirm: Bir kimse ebeveynine nasıl söver? deyince,

- Efendimiz s.a.s.: Biri başkasına kötü bir söz söyler, o da tutar bunun ebeveynine söver. diye cevap verdi. Buhr, Edeb, 4.

7. Öldüklerinde hayırla anmak, dua etmek. Ana-baba ölmekle onlara karşı olan sorumluluklar bitmez. Onların temiz hatıralarını devam ettirmek gerekir. İnsanları insan yapan da bir bakıma, nesilden nesile miras olarak intikal eden bu güzel duygu ve hatıralardır. Peygamberimizin Sevgi, verset yoluyla kazanılır. Buhr, el-Edebül-Müfred, 22 hadsi de bu gerçeği ifade etmektedir. Böylece, nine ve dedelerle torunlar arasında bir sevgi bağı kurulmuş olur. Onları hayırla anmak, bağışlanmaları için dua etmek, Allahu Telnın Kuran-ı Kermde bize öğrettiği dualardandır

Ey Rabbimiz İnsanların hesaba çekileceği kıyamet gününde beni, annemi, babamı ve bütün müminleri bağışla. İbrahim, 14/41 .

Bir sahab Ölümlerinden sonra da ebeveynim için yapmam gereken bir iyilik var mı? diye sorunca Peygamberimiz s.a.s. şöyle buyurdu:

Evet dört haslet vardır: Onlara hayır duada bulunmak ve Allahtan, bağışlanmalarını dilemek. Varsa vasiyetlerini yerine getirmek. Dostlarıyla ilişkiyi devam ettirip ikramda bulunmak. Akrabalarıyla ilişkiyi devam ettirmek ki, senin bütün akrabaların ancak onlar vasıtasıyla varolmuştur. Buhr, el-EdebülMüfred, 19

Ölümlerinden sonra yapılacak duanın ebeveyne faydasını Peygamberimiz s.a.s. şöyle dile getirir:

İnsan ölünce amel defteri kapanır. Ancak şu üç şeyle sevabı devam eder: Sadaka-ı criye, insanların faydalanacağı bir ilim ve arkasından hayır dua eden bir evlt. Buhr, et-Edebül-Müfred, 19.

Ayrıca onlara karşı iyi, güzel olan her davranışta bulunmak, kötü, çirkin her hareketten de sakınmak, onlara karşı olan görevlerimizdendir.

Hayatta ve öldükten sonra ebeveynine karşı görevlerini yerine getiren, onları memnun edip hayır dualarını alan kimse, dünya ve ahiretin en büyük mutluluklarından birini kazanmış olur. Çünkü Peygamberimiz s.a.s. böylelerinin bereketli uzun bir ömre sahip olacaklarını, ebeveynin kendileri için yapacakları duaların Allah tarafından mutlaka kabul edileceğini ve Cenneti kazanacaklarını müjdelemektedir .

Hz. Peygamber s.a.s. çocukların ebeveynlerine karşı sorumluluklarının ne kadar büyük olduğunu şöyle dile getirmektedir:

Çocuk, hiçbir iyilikle babanın hakkını ödeyemez. Ancak onu köle olmuş bir vaziyette bulur da satın alarak hürriyetine kavuşturursa hakkını öder. Buhr, el-Edebül-Müfred, 6

Üzerimizde bu kadar çok emek ve hakları olan anne ve babalarımızı sevmek ve onların sevgisini başka şeylerle değişmemek en önemli ahlak görevlerimiz arasındadır. Bu görev, hayatta iken onlara karşı hürmet, şefkat ve merhamet göstermekle kendilerini hoşnut etmeye çalışmakla yerine getirilir. Gerçek anne-baba sevgisinin, annemi, babamı seviyorum, demekten ibaret olmadığını, onlara karşı madd-manev her türlü görevin yerine getirilerek bu sevginin ispat edilebileceğini unutmamamız gerekir.

Büreytden rivayet edilen bir hads-i şerifte adamın biri Kbeyi tavaf ederken annesini omzunda taşıyarak tavaf ettirmiş, Resulullahın yanına gelerek:

Hakkını ödedim mi? diye sormuş. Resulallah buyurmuşlar ki:

Hayır, sana hamile iken alıp verdiği bir nefesin hakkı bile değil.

Bu şefkat dolu tasvirin, insanları anne babalarına teşekküre yönelttiği oldukça açıktır.

Abdullah b. Mesud r.a. Hz. Peygamber s.a.s.e sordu:
Ya Resulullah, amellerin hangisi daha üstündür? Resulullah:
Vaktinde kılınan namaz. buyurdular.
Abdullah b. Mesud diyor ki tekrar sordum:
Sonra hangisidir?
Anne-babaya iyiliktir. diye cevaplandırdılar.
Sonra hangisidir? dedim.
Allah yolunda savaşmaktır. diye buyurdular.

Hülsa anneye ve babaya her türlü ikram ve ihsanda bulunmak, onların ihtiyacı olduğu takdirde bütün madd ihtiyaçlarını gidermek, onlara öf bile dememek, onlara karşı daima tatlı dilli olmak, en güzel tavır ve davranışlarla karşılık verip en ufak bir şekilde onları üzmemek bıkkınlığı ifade edebilecek bir tavır takınmamak gerekir. Gönüllerini kıracak en küçük bir sözden bile kaçınmak, her hususta rızalarını kazanmağa çalışmak, onları kendisinden memnun etmek, yaşlandıklarında onların her türlü hizmetine koşmak, hastalık anlarında tedav ve bakımlarını yaptırmak çocukların görevidir. Hasta veya yatalak hllerinde onların hizmetlerinde bulunmak cennetin kapılarını aralayan bir davranıştır .

Sorularla İslamiyet

Etiketler:

Yorumlar (Yorum Yazmak İçin Üye Olunuz)